28 Nisan 2009 Salı
ilkokul1.sınıfta derste neler yapılır?
27 Nisan 2009 Pazartesi
günün sözü
Ask ve umut üzerine...
dedi ki :seni seviyorum ve hep seveceğim haberin olsun...
nene'ye sevgiler
Nisan'ın son günleri için oldukça soğuk bir gün. Hatta sabah vapur'la geldim, yürürken dondum. Halbuki her yerde çiçekler açtı, içimizde bahar coşkusu...Ama yok işte, kaldık öyle ortada. O yüzden biraz içimiz açılsın istedim. Özellikle otoban kenarlarında bolca rastladığımız katır tırnaklarını her gördüğümde Sümer Teyze'yi sevgiyle anıyorum. Çok severdi katır tırnaklarını. Neden katır tırnağı denmiş bilmiyorum ama bu sarı sarı çiçekler çok güzel görünüyor. Bir de erguvanları çok severdi. Ne şeker, hayat dolu bir insandı. Derin'le çok vakit geçiremediler diye üzülüyorum. Nene'yi kaybettiğimizde Derin 3 yaşını 3 ay kadar geçmişti. Belli anıları var hatırladığı. Ama çok da bir şey hatırlamıyor insan sanırım bir süre sonra. Gerçi unutturmamak adına her fırsatta kendisini anıyoruz. Uzun zaman nene bulutlardaki toysrus'dan oyuncaklar attı yastığın altına mesela, anneler gününde doğm gününde resimler yapıp gökyüzüne uçak olarak attık. Hatta bir ara Derin öyle güzel bu konuyu işlemeye başlamıştı ki " anne nenem tatile gitti galiba, uzundur oyuncak falan atmıyor " demeye başlamıştı. Sonra "ben biliyorum siz alıyorsunuz o oyuncaklarııı" dedi. Bunun neneyi hatırlamak için bir fırsat olduğunu anlatmıştım ben de. Nur içinde yatsın. Keşke sevdiklerimizden hiç ayrılamasak...
24 Nisan 2009 Cuma
motorcu mu, denizci mi?
Atatürk geldi duşmanı yendi:))
Çıktık açık alınla on yılda her şavaştan;
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;
Türk'üz Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi,Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde Türk ileri.
Söz : Behçet Kemal ÇAĞLAR Faruk Nafız ÇAMLIBEL
23 Nisan 2009 Perşembe
23 nisannn kutlu olsun!
20 Nisan 2009 Pazartesi
doğru tercih
Hayatımızda söz sahibi biz miyiz yoksa başkaları mı bizim adımıza seçim yapıyor? Hangi okula gideceğimizden, nerde çalışacağımıza; nasıl yaşayacağımızdan, kiminle evleneceğimize kadar hemen her konuda hayatımızın bütün evresinde seçim yapmakla karşı karşıya kalırız.
Önümüze sürekli yollar çıkar. Bunlardan hangisinin doğru olduğuna karar vermek tamamiyle bizim elimizde. Bu hem bir şanstır, hem de bir his.
En kötüsü de hayatımıza çıkan güzellikleri görmeyip reddedip; sonra farkına varıp onun pişmanlığını yaşamaktır. Öyle bir an gelir ki, keşke bunu değil de öbürünü seçseydim deriz; ama çoktan geç kalmışızdır. Aslında zararın neresinden dönülse kardır.
Her seçim bir başkasından vazgeçmektir. Ne olursa olsun sonunda pişmanlık da olsa; hiç denememektense deneyip görmek daha iyidir. Hayat bizim, sevabıyla günahıyla. Seçimlerimiz de bize aittir.
Öyle bir durumla karşılaşırız ki, karar veremeyiz. Acaba hangisini seçmeliyim? Böyle bir durumda hemen terazi yöntemini uygulayın. Seçeneklerden birini bir kefeye diğerini diğer kefeye koyup, artı ve eksilerini yazarak, hangisinin ağır bastığını görebilirsiniz. Bunu her konuda deneyebilirsiniz. Yeni bir işe başlarken, ev değiştirirken ya da eş seçerken.
Duygularınızla mantığınızı her zaman dengede tutun ve içinizden gelen sesi de hiç susturmayın.
Hayatımızda seçimlerimiz bizi farklı yerlere sürükler. Bunu yaparken de, çok bol zaman verilmez bizlere. Bazen bir anlık karardır; attığın bir adım belki de atacağın daha büyük bir adımın önüne geçer. Eğer siz mutlu ve huzurluysanız, kim ne derse desin önemi yoktur.
Yaptığın seçimin arkasında durabilmek, savunabilmek ne büyük bir meziyettir. Kafanı yastığa koyduğunda rahatça uyuyabildikten sonra; doğru seçim yapmışsın demektir.
Kesinlikle uğruna vazgeçtiklerimizi kafamıza takmayalım, yolumuza devam edelim. Her işte bir hayır vardır derler.
Hayatta doğru seçimler yapmak ve bu tercihlerde de mutlulukları yakalamak temennisiyle...
cumartesi- masaj banyosu...
günün sözü
18 Nisan 2009 Cumartesi
2. veli toplantım...
yaşasın 18 nisan:))
17 Nisan 2009 Cuma
su
Günün 2.ödülü....
ödül günü müdür nedir?
16 Nisan 2009 Perşembe
neden çocuklu evlerde çok çamaşır yıkanır?
rüya.
15 Nisan 2009 Çarşamba
Derin'in eve katkısı...
Bugüne kadar izleyemeyenler ve bilmeyenler için Derin Bey'in ilk gerçek reklam filmi denemesi. Kendisi "eve katkı" sağlamak için para da kazandı. Gerçi O'nun "eve katkı" anlayışı bizimkinden biraz daha farklı. O Riva'da ev yaptırmak için para saklıyor, ben okul taksidi diyorum. Ağaç ev dahil her şey kafasında hazır. Mimar olmak istiyor, sürekli proje üretiyor çocuk.
Önce İnşaat Mühendisi olmak istemişti, sonra mimar olmaya karar verdi. Kendi ofisi olup patron olacakmış. Bir ara Bahadır'a "ben de börekçi olmak zorunda mıyım" diye sormuştu. Çok komikti. İlk inşaat mühendisi konusunda da çok şaşırmıştım, itiraf ediyorum. Ana sınıfında herkes bir meslek seçip sunum yapacaktı. Derin ve karşısında inşşat mühendisi çok tuhaf gelmişti bana. Ama kendi seçmiş. Sunumunu dvd'ye kaydetmiştik. İnanılmaz bir şey. Artık sunum yapmak için 5 yaş yeterli. Benim ilk toplum karşısındaki sunumum 1996 yılında filan. Nasıl da değişiyor her şey. Kimbilir daha ne farklar olacak bu iki nesil arasında.
14 Nisan 2009 Salı
Derin Bey arkadaşında kalıyor.
Özleeeee seni çok özledik:)
13 Nisan 2009 Pazartesi
vız vız olarak anılmak ve aslında yanlış anlaşılmak...
Uzun zaman birlikte geçirdiğimiz kişilere karşı köreliyor ve önyargılarla mı davranmaya başlıyoruz diye düşündüm.
Yay burcu çocuğu
Cuma akşamı evde yoktuk, cumartesi doğumgünü vs programı, arkasından pazar gününe de program yapınca klasik bir cumartesi akşamı diyaloğu yaşadık. "Derin'cim ödevlerini bu akşamdan bitir ki sonra zorlanma" söylemlerim ve Derin'in" biraz arkadaşımla oynayıp sonra yapıcam anne, yemeğimi yedikten sonra yapıcam anne, şu star wars bitsin yapıcam anne" sonrası ödev kağıdı karşısında bir o tarafa bir bu tarafa sallanmalar ve benim sinirlerimin klasik alt üst oluşu. Kendisiyle bir konuşma yaptım ve şaşırtıcı olacak ama bu konuşmayı çok sakin ve hatta çok normal bir ses tonu ile yaptım.
"Derin'cim sorumluluklarını bilmen gerekiyor, yatmadan dişlerini fırçalamak, pijamalarını giymek, Derin ekliyor "oyuncaklarımı toplamak", sürekli vız vız yapmadan bizi dinlemek, çantanı toplamak ödevini yapmak .... bunları artık sana hatırlatmayacağım, biz nasıl sana karşı sorumluluklarımızı yerine getiriyorsak sen de yapacaksın, yarın yüzmeye gitmeden önce ödevin bitmezse de Can'lara gitmeyeceğiz. Şimdi nasıl istiyorsan hadi öyle yap" dedim. Kitabımı okumaya devam ettim.
Pijamalarını giyip dişini fırçaladı yattı, ertesi sabah 07.30'da kalktı, elinde ödev kağıdı oturdu ve kendi kendine 45 dakikada ödevini bitirdi. Üstelik te süper düzgün bir yazı ile. Bugün de bu yazı ile karşılaşınca dedim ki belki de çocukarın özelliklerini bilip ona göre davranmalıyız.
"Yay burcunda doğan çocuk ailesi tarafından çok sevilir. Bu güzel, neşeli, cana yakın, hareketli çocuk ayrıca çok da dürüsttür. O daha çok küçük yaşta farkına varmadan doğru hareket etmesini öğrenir. Yalnız daima güler yüzlü, neşeli olan çocuk asla emir dinlemez. Ona ısrar etmek, cezalandırmaya kalkmak hatadır. Çünkü bu çocuk doğuştan bağımsızdır. Bu bağımsızlığıda korumyaya kararlıdır.
Onun için çocuğa, güler yüz, sevgi, ve şevkatle davranılmalı ve yumuşaklıkla her şeyi öğretmelidir. Çocuk, kendisine ısrar edildiğini görünce büyük bir ciddilikle sorumluluklarını anlar. Böylece eğitim konusunda da zorluk çıkarmaz.
Bütün mesele onun fazla enerjisini uygun bir alana yöneltebilmektir. Bu çocuğun bol bol oynaması, spor yapması ve böylece oyalanması da şarttır."
10 Nisan 2009 Cuma
hayvanlar aleminden çıktık oley:))
Ne güzel söylenmiş...
Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızla çarpma, geri dönmek isteyebilirsin. Don Herold
Sevgi birliğe, bencillik yalnızlığa götürür. Friedrich von Schiller
İnsanlar hatalarını mutluyken değil ancak mutsuzken anlar. Daniel Defoe
Nankör insan, her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kimsedir. Oscar Wilde
9 Nisan 2009 Perşembe
8 Nisan 2009 Çarşamba
okuma bayramı:
köpüğe dönüşmek...
…ve deniz kızı sevdiği adamın mutlu olmasını ister sadece. İlle de kendisi ile mutlu olsun değildir deniz kızının derdi. Deniz kızı gururlu, onurlu bir masal prensesidir. Gün gelir yok olur, sadece bir köpük olur, sevdiği adam uzaklarda başkası ile mutlu olsun yeter diye düşünür.
7 Nisan 2009 Salı
bilin bakalım bu ne resmi?
Derin...
“Çekici dudaklara sahip olmak istiyorsanız, dudağınıza tatlı sözden başkasını dokundurmayın. Güzel gözleriniz olmasını istiyorsanız, güzel insanlarla göz göze gelin, gerçek dostlar edinip sık sık görüşün. İdeal beden ölçülerine sahip olmak ve zayıf kalmak istiyorsanız, yemeğinizi yoksullarla ve açlarla paylaşın. Alımlı saçlara sahip olmak istiyorsanız, çocuğunuzun günde en az bir kere saçlarınızı okşamasına izin verin. Dikkat çekici pozlar vermek istiyorsanız, yanınıza bilgelik ve alçak gönüllüğü alarak yürüyün. Asla cahilce ve gururla yürümeyin. Bir kadının güzelliği giydiği elbisede, beden ölçülerinde ya da saç stilinde değildir. Bir kadının güzelliği gözlerinden okunur. Çünkü gözler, kalbe yani aşkın yaşadığı ülkeye giden kapıdır. Bir kadının güzelliği; yüzündeki benlerden değil içinde sakladığı ruhundan okunur; sevgiyle gösterdiği ilgi, beslediği tutkudur. Ve güzellik, geçen yıllarla birlikte yalnızca daha da artar.”