5 Mayıs 2009 Salı


Bu yazıyı tatile gitmeden önce Hülya göndermişti. Çok hoşuma gitmişti ama fırsat bulup koyamamıştım buraya. Umarım seversiniz ve mutluluğu bulursunuz.

İnsanoğlu mutluluğu hep hor kullanıyormuş...
Hep şikayetçi hep bıkkınmış.
Bir gün melekler mutluluğu saklamaya karar vermişler.
Saklayalım zor bulsunlar, zor buldukları için belki kıymetini bilirler diyerek başlamışlar tartışmaya...
Sorun büyükmüş. Mutluluğu saklamak kolay değilmiş çünkü.
Kimisi;"Everest'in tepesine saklayalım" demiş, kimisi; "Atlas okyanusunun dibine". Tac Mahal'in kubbesi, Mekke sokakları, İtalyan sofrası, bir hastanenin yenidoğan odası, dondurma külahı,çikolata, şarap şişesi, sigara paketi, lale bahçesi...
Pek çok yer düşünmüşler ama hiçbiri yeterince zor gelmemiş.

Derken meleklerden biri: "İçlerine saklayalım, kimsenin aklına gelmez içine bakmak" demiş.
İşte o gün bugündür mutluluk insanın kendi içinde saklıymış...
Hiçbir mutluluk kolay gelmiyor. Kolay kolay gülmüyor insanın yüzü.
Emekte ve insanın içinde saklı mutluluk...
Ne başkasının ekmeğinde, ne başkasının evinde, ne de başka bir yerde...
Bu yüzden gözünüz hep içerde olsun.
Siz dışını boşverin, içine bakın...

Hiç yorum yok: