Önce geçen hafta gelişen ve okulda tavana vuran öfke kontrolünden bahsedeyim. Ergen oldum dedi ya, gerçek ergen olunca n'aparız bilmiyorum. Hangisinden başlayayım bilmiyorum. Geçen pazartesi ya da Salı günü önce Lila'nin kolunu çekip acıttığı için (gerçi isteyerek yapmadığını iddia ediyor ama bilmiyorum tabi) Şükran Öğretmen'i epey bir uğraştırmış. Hatta küsmüş ve derse katılmamış. Göz ucuyla! soruya bakmış ama yapmamış. Akşam gelip evde yaptı matematik sorularını.
Arkasından gelen olaylar daha da feci. Anlattığı şekilde aktarıyorum. Baha ve Can Derin'i kızlar tuvaletine sokmaya çalışmış. Derin direnmiş. Ellerinden kurtulup sınıfa kaçmış. Ama diğer iki kafadarsınıfta da sürüklemeye devam etmek isteyince bu sefer Derin çıldırmış!!! Ne yaptığını da çok sininrlenince bilemiyormuş. Bu nedenle havaya savurduğu tekmelerden biri Lila'ya gelmiş, ama Lila ağlamamış. Dila'yı ısırmış. Aman Allahım şeklinde dinliyorum ben bunları. Sonra Şükran Öğretmen kendisini rehberlik öğretmeni Ayşen Öğretmen'e götürmüş. Konuşmuşlar. Ondan öğrenebilirmişim. Kendisi bu konuda daha fazla konuşmak istemiyormuş. Baha ve Can'la barışmışlar!! ama kızlardan özür dilememiş. İnanamadım ben. Olan Dila ve Lila'ya olmuş yani. Üzerinden dafalarca konuşmaya çalıştım ama konuyu kapatıyor. Lila Şükran Öğretmenin yanında ayakta duran cimcime, Dila'da en sağda yerde oturan (tarih var üzerinde) kızımız. Olmazsa Zeynep'ten daha önce özür dilediği gibi bir kağıda çizgi karakterleden birini çizip arkasına özür dilerim yazarak özür dilermiş. Tamam çocuk afacan, yerinde duramıyor filan da başkalarına zarar vermesini ve öfkesini kontrol edememesini kaldıramıyorum ben. Bütün bunları da şu masum suratların yaptığına inanmak ne kadar zor değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder