11 Kasım 2009 Çarşamba

yaşayarak öğreniyorum!



Akşam biraz rahatlamak adına yüzmeye gittik. Fakat Collesium'dan içeri girdiğimizde Derin oyun odasına yeni koydukları nintendo wii'yi hatırladı. Son hız koşarken "sen eşyalarımı al ben bir bakıp geleceğim anne" sözleri koridorda yankılanıyordu. Geçen geldiğimizde pili yoktu diye oynayamamıştı ve aklına fena takılmıştı. Yukarı çıkarken tekrar sordum biraz oynayıp geliyorum dedi.
40 dk sonra ben bitirmek üzereyken baktım saat 20.20 ve Derin'den ses seda yok. Oyun odasını aradık, taklıyormuş! Neyse duş vs sonunda arabadayız. Arabadaki sohbet aynen şöyle:


Derin'in ilk sorusu - "eve de nintendo alalım mı?"

- "Hayır ve aslında nedeni de çok basit: bak takılıp kalıyorsun, spor yapacağım diye geldin, oyun oynadın."

- "Ama bu benim ilk nintendo oynayışım düşünebiliyor musun anne, çok heyecanlıydım."
- "Hem bu da
bir spor, bazıları sadece böyle spor yapıyor biliyor musun sen?"
- " Evet de gerçekten spor yapabileceğin bir ortamda bilgisayar oyunları ve tv'ye bu kadar takıl
ıp kalman doğru değil ki Derin'cim. Ayrıca, sen bana birazdan geleceğim dedin ve yukarı çıkıp haber filan da vermedin. Yüzerken aklım sende kaldı, merak ettim. Gelip haber versen daha doğru olmaz mıydı sence de? " Böyle durumlarda benim haklı olduğumu düşünüyorsa susup hiç cevap vermiyor bu da beni daha çok delirtiyor. Öyle boşa konuşuyormuşum gibi hissettiriyor. Kafa cama doğru dönüyor ve kalıyor.

- " Ne oldu yine iletişimi kestin" dedikten sonra bir kaç cümle daha kurdum sanırım.

-"İletişimi kesmiştik anne!"
- " Peki keselim o zaman iletişimi bakalım, bakalım nasıl olacak Derin Bey!"

Aradan 3 dk geçtikten sonra:
- "Anne ben dersimi aldım, artık iletişime geçelim mi? " - " Anneeee, bir şey söylüyorum"

- " Ders almanın ne olduğunu biliyorsun di mi? Bir daha yapmamak için çaba sarfetmen gerek hatalı olduğun bir konuda özür dilemek kötü bir şey değil Derin!" - " Ama anne bu benim hayatım ve ben de yaşayarak öğreniyorum!"

-
"Bak mesela hiç kavgayı sevmediğimi sana bir örnekle anlatayım mı anne? Mesela bugün Can ve Sarp kavga ediyordu, ben onları ayırmaya çalıştım ve de Baha'ya da bana yardım etmesini rica ettim. Bu yeterince açık bir örnek değil mi ?"

!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!Hepimiz yaşayarak öğreniyoruz o kesin de nerden buluyor bu çocuk bu cümleleleri onu anlamıyorum.

10 Kasım 2009 Salı

Atatürk'ü anmak...


Bu sabah okula gelirken yanımıza Atatürk resmi almayı unutmuşuz. Neyseki 29 Ekim için aldığımız üzerinde Atatürk resmi olan bayraklarımız çantadaydı. Birini güzelce kenarlarından kesip yakaya iğnelenecek hale getirdik yol boyunca. Özenle defterinin arasına koydu Derin. Ödevim kırışabilir ama Atatürk'ün resmi asla! diye de bir cümle kurdu.

09.05'de sirenler çalarken yürümeye devam eden ve 1dk'lık saygı duruşunu Atatürk'e çok görenlerin varlığı çıldırttı beni. Bir kez daha gördüm ki Atatürk sevgisi küçükten verilmeli ve her fırsatta Atatürk'ün yaptıkları anlatılmalı bu çocuklara.