22 Haziran 2010 Salı

iki kaza haberi...

Yine Cuma akşamından iki de kaza haberi. Biri okulda olmuş. Can ve Baha oyun oynarken Baha düşmüş ve kafasına 4 dikiş atmışlar. Yavrum yazık hem canı acıdı, hem de tüm haftasonu heba oldu. Havuz yok, yelken yok.

Baha'ya üzüldük, bir taraftan yemek hazırlıyor bir taraftan da hiç dikkat etmiyorlar diye konuşuyoruz. Tam bu sırada Derin bahçeden geldi, yiğitliği elden bırakmıyor ama olayı anlatınca Bahadır da ben de fenalaştık. Kendisi de olayın şokunu atlatınca kötü oldu sonra. Güvenlikten geldiler, çocuklar Derin nasıl diye sormaya geldi, epey karıştı ortalık yani.

Malesef bahçede çimlerin üzerinde bisiklete binmek zor geliyor, çocuklarda akşamüstü otoparkta biniyorlar. Hafif bir yokuş var oradan bırakıyorlar kendilerini. Her seferinde aman yapmayın filan diyoruz ama dinleyen yok tabi. Son sürat aşağı kadar geliyorlar. Derin de aynen bırakmış kendini yukardan ama  bisikletin zinciri çıkmış ve kontra bisiklet olması sebebiyle de fren yapma şansı yok! Sitenin girişindeki bariyere boynundan girmiş ve boyun epey bir darbe almış. Allah'tan bariyer kapalıymış yoksa yola fırlayacaktı o süratle. Allah korumuş yani.

Umarım bundan bir ders çıkarır ve yine aynı şekilde bisiklete binmez. Bir de tedbir olarak ön ve arkaya fren taktıracak Bahadır.
Çok şükür ucuz atlattılar. Birinde dört dikiş diğerinde boyun ve bacakta morluklar...


birincilik hikayesi...

Cuma akşamı müthiş bir sürpriz ile karşılaştık. Şaşırdık, sevindik, gurur duyduk. Zeynep ve Derin sınıf birincisi olmuşlar:) Tüm okulun önünde törenle hediyelerini almışlar. 

"Ben de çok şaşırdım, hiç beklemiyordum anne" dedi. "Ama Hasan her şeyi biliyor" diye heyecanla devam etti, sen olacaksın demiş ve gerçekten de Derin olmuş birinci. Pür dikkat dinliyormuş isimler açıklanırken, büyük bir ciddiyet sergilemiş ismi çağrılınca. 

Orada olmadığımıza üzüldük. Keşke canlı tanıklık edebilseydik o "an"a. Neyse artık yarın karne törenine gideceğiz. Tebrikler bücürcüm. 


14 Haziran 2010 Pazartesi

yelken açtık.

Dün sabah yine pür telaş kalktık, 3-5 telefon görüşmesinin ardından Kalamış'a doğru yola çıktık. Geçen haftaki inanılmaz yağmur sonrası dün sabahın 10.00'unda itibaren yakan güneşin altında 10 çocuktaki inanılmaz heyecana tanık olduk. Bir tek Deniz'le Ömer yok malesef aralarında. İkisi de ateşli yatıyorlar evde. Hepsinde denize çıkacakları için biraz korkuyla karışık acayip bir telaş. Kimi dile getiriyor, kimi hiç sesini çıkarmıyor. Kalpler pır pır atıyor. Güneş kremlerini sürdük, can yelekleri takıldı, Melike Abla dikkatle dinlenmeye başlandı. Arada biri "simulasyon yapacağız, hadi gelin" dediğinde düşüp bayılacaktım. Ne simulasyonundan bahsediyor bu adam! daha 8 yaşında. Ama Hasan bu aralarındaki bilim insanı, bahseder tabi. Şaşıranda kabahat. 


4 saat sonunda her biri tek başlarına optimistlere binip açımayı başarmanın verdiği mutluluk içindeydi. Kaç lira bunlar bir tane almaya param yeter mi diyen, çok güzelmişşşşş diyen, açlıktan 2 tabak yemeği birden silip süpüren, en çok ben bindim diyen, 4 hafta sonra yelken yarışı yaparız di mi hesabını yapan, her telden vardı yani. Haftaya pazarı sabırsıklıkla bekiyoruz.


Bu arada Kalamış Yelken'de bizler de inanılmaz keyifli vakit geçiriyoruz, sohbet, lezzetli ve uygun fiyata yemek, buz gibi bira... Daha ne olsun:)


11 Haziran 2010 Cuma

Derin Bey'in "ailemiz" resmi...

hangi kurt?

Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri hayat, aşk ve evlilik üzerine konuşurken şunları soyluyor:
"İçimizde iki kurt var ve bunların arasında da korkunç bir savaş.

Kurtlardan biri; korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibirci, kendine acımayı, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları, üstünlük taslamayı ve benciliği temsil ediyor.

Diğeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu, paylaşmayı, cömertliği, dinginliği, alçak gönüllülüğü, nezaketi, yardımseverliliği, dostluğu, anlayışı, merhameti ve inancı temsil ediyor."

Gençlerden biri "hangi kurt kazanacak?" diye soruyor ve yaşlı adam kısaca cevap veriyor: 

 "Beslediğiniz"

8 Haziran 2010 Salı

yem bilimci



D: Anne yem bilimciler ne yapar?

A: Yem bilmci derken kimden bahsediyorsun acaba? Yer hareketlerini izleyen er bilmcileri mi kastediyorsun?

D: Hayır, hayır yem bilimci, Hasan için soruyorum O büyüyünce ne olacak diyem erak ettim. Hani Barış'ın kardeşi Berkin'de yem bilimci ya onu arayıp sorabilir miyiz?



A: !!!!!!

Berkin fizik mühendisliğinde doktora yapan kuzen. Moleküler Biyoloji okumuş.

Biz konuşurken gen bilimci diyoruz kendisine.


İlerde saygın bir bilim adayı olmaya aday, tam bir bilim insanı sevgili Berkin, Derin sayesinde "yem bilmcisi"oldu yani.

şaşkınbakkal


Kapalı havada zaten olmaz diyerek sabah 07.00'de telefonlaşıp uykuya döndükten sonra saat 09.00'da "aaaa kurs varmış" diyerek alarm halinde hazırlanmaya başladık. 10 arkadaş Kalamış Yelken Kulubünde yelken kursu alacaklar. Derin çok heyecanlı, aman geç kalacağız korkusu taşıyor. Bu nedenle de ne tarafa gidiyoruz, köprüyü geçecek miyiz diye sordu. Burak'ların Şaşkınbakkal'da oturması nedeniyle kolay anlatayım diye köprüyü gçemeyeceğiz, Şaşkınbakkal tarafına gidiyoruz dedim. Arabaya bindik. Neredeyse herkes varmış, bizi bekliyorlar. Arkada Derin-Baha ve Gizem'in konuşmasından sadece bir bölümü paylaşmak istiyorum:

D: Neyse ki Şaşkınbakkal'a gidiyoruz. Neyseki çok yakın hemen gideriz.

G: E ne olmuş ki bizim bakkal'da bize çok yakııın.

D: !!!!!!!!!!


Biz Elvan'la zor tuttuk kendimizi. Bu arada 10 yerinde duramayan bücürün 10.30'da başlayan ve 15.00'e kadar süren teori kursundaki sabrı inanılmazdı. Kulüpte yediğimiz yemek hepimize çok iyi geldi.
Bakalım haftaya suya çıkınca ne yapacaklar:)