31 Mart 2010 Çarşamba

espri dünyası!

Şimdi sana bir espri anlatıcam diye başalayan cümlelerimiz çoğaldı bu aralar. İlkini arkadaşı Dila, Beste Öğretmene anlatırken duymuş ve çok eğlenmiş kendisi:

Bir gün bir çocuk oyuncaklarından bir lamba yapmış, ovalamış ve içinden bir cin çıkmış. Cin çocuğa 3 dilek dileyebileceğini söylemiş. Çocuk dileklerini düşünürken cin hapşırmış. Çocukta "çok yaşa" demiş. Cin 2 dileğin kaldı demiş.:)Bunu anlatırken suratın aldığı ifade müthiş tabii.Çok komik di mi anne diye de teyid istiyor.

2.espri! dün akşam geldi: Kız çocuğa sormuş. Sen hiç soyulmuş fıstık yedin mi? O'da eveet demiş. Hani erkekler kızlara bazen fıstık derlerya diye de açıklama yapıyor, yani kızı soymuş sonra da dudağından öpmüşş.!!!


Arkasından da soyunup popoyu tuta tuta ben bir duş yapıyım diyip duşa girdi.
Tam ergen yani:)

26 Mart 2010 Cuma

ergen olmak...

Bu sabah yine kör vakit kalktım ve yine çılgın birkoşturma başladı. Derin'i uyandırdım. Zınk diye kaktı yataktan. Şaşırdım.



Geçen Cumartesi ve Pazar o kadar huysuz ve aksiydi ki Pazartesi sabah yol boyunca söylendim kendisine. Ama işe yaramış görünüyor son 4-5 gündür. Akşam 21.00'de yatıyor. Anneanne'de tv açılmıyor. Kitap olkuyor, oyuncaklarıyla oynuyor ve de ödevlerini kendi kendine yapıyor. Şok geçirmemek mümkün değil.



Bir de akşam ben Ankara'dan geç dönebilirim dediğinde önemli değil, zaten programım var ödevlerimi bitireceğim dediğinde ne diyeceğimi şaşırdım. Bu akşam Baha'lara gidecek ve önce hep beraber ödevlerini bitireceklermiş!



Bu sabah bütün bunların üzerine "Derin'cim gerçekten beni çok şaşırttın. Bak 1 haftadır çok güzel iletişim kuruyoruz, hiç kimse sinirlenmiyor diyince "eee artık ergen oldum. Ben de çok memnunum bu durumdan" diyince dumur oldum tabi. Ne demek ergen olmak peki dedim. Yani artık 2. sınıftayım, daha çok şey öğreniyorum. Hislerim değişiyor!!!! Öğrendiklerimle daha fazla şey yapabiliyorum. Ben de istemiyorum kızmak ama işte ergenlik böyle bir şey dedi.



Gerçek ergen olunca ne olacak peki? Buyrun bakalım.

16 Mart 2010 Salı

balçıklarım oldu!



Sporcu oğlum 2 haftadır hastalık nedeniyle buz hokeyine de yüzmeye de gidemedi malesef. Cumartesi sabah pürtelaş kalktı. Gidebilir miyiz diye sordu kibarca. Geniz akıntısı hala biraz vardı ama gittik. Buz hokeyinde 2 hafta sonra hazırlık maçı varmış. Heyecan dorukta. Canavar gibi çalıştı.

Yüzmeden çıkınca da kendisini teşvik etmek için "ooo Derin artık vücudun şekilleniyor, baksana baklava kasların oluyor" dedim. Yüzüme bir bakışı var şaşkınlık ve gurur dolu, süperdi.

Sonra da yuvadan arkadaşı Lal ve annesi Deniz'le dışarı çıkarken söylediği cümle şöyle: Artık balçıklarım oldu!!!!

mamaza kurabiyesi, anneanne keki

Uzundur yazamadım. Çok şey birikti yazacak.

Dün öğleden sonra öğretmenimizden bir mesaj aldık. Bugün içn 2A sınıfının kermesi varmış. Ev yapımı kuru şeyler tercih ediliyormuş. Ne yapacağım şimdi diye düşünürken Bahadır'dan Mamaza fikri geldi "oley" dedim. Arayıp 1 kg kurabiye söyledim. Bu arada akşam almaya gidince keşfettim ki Derin'de anneannesine kek yaptırmış. Neyse akşam 21.00 suları eve vardığımızda elimzde bir kg kurabiyemiz ve muhteşem bir kekimiz vardı.

Nasıl satışı kolaylaştırırız diye düşünürken aklıma kurabiyeleri paketlemek geldi. Yaklaşık bir saatimi aldı ama Derin'in sabah gördüğündeki sevincine değerdi doğrusu. Tabi serde reklamcılık olunca satışı hızlandırmanın yolu promosyon hilesine de başvurdum. Sardığım kurabiyelerin birinin içine minicik bir mavi boncuk sakladım ve mavi boncuk bulana gofret hediye verelim dedim. Kekleri de dilim dilim sardım, bir dilim alana 2 adet bonibon hediye... Sabah Derin erken kalkıp bunların duyurusu için poster de hazırladı.

Biraz önce Şükran Öğretmen ile de konuşup nasıl geçti diye sordum. Bugün gayet iyimiş yarın da devam edecekmiş. Her ay bir sınıf yapıyor kermesi ve toplanan geliri okul hayırlı bir şekilde değerlendiriyor. Telefonda konuştum Derin'le. Yarın toplanan paranın Lösev'e bağışlanmasını önerecekmiş.

Bu arada bu konuda matematik problemi oluşturmayı da ihmal etmedi bücürcan. 15 dilim kek varsa tanesini 2 tl'den satsam kaç lira kazanırız ya da 3 kurabiyeden 20 paket yap
mak istersek kaç kurabiye gerekir gibi. Biz çok eğlendik valla.

Reklamın önemini ve ambalajın önemini göstermek için işte bir örnek daha.


İşte posterler ve ambalajları:


8 Mart 2010 Pazartesi


Kimi der ki kadın Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın
yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir.
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran
Kimi der ki çocuk doğuran

Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal

O benim kollarım, bacaklarım, başım

Yavrum, annem, karım, kız kardeşim, hayat arkadaşımdır.

Nazım Hikmet RAN
Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun.