14 Mayıs 2010 Cuma

Cadı'ya...

Yaşlanınca birlikte çay içip vakit geçireceğimizi söyleyen, çok sevdiğim canım Cadı'cım, 2 gün önce beni aradı.
Söyledikleri içimi ısıttı.

Araya giren km'ler, farklı koşturmacalar içinde azalan telefon konuşmalarımıza rağmen her bir araya geldiğimizde kaldığımız yerden devam ederiz.

Sıcaktır, eğlencelidir, hep güler yüzlüdür. Enerjisi hiç bitmez.

Gerçi cadı lakabını da boş yere almamıştır:)
Derin'de kendisine cadı der. Hatta Elif diyince kim olduğunu anlamakta zorlanır.

İlk karşılaştığımız andan itibaren sevdik birbirimizi. Çok da iyi anlaştık. Hatta tanıştığımızdan çok kısa bir zaman sonra ben İngilitere'ye gittim ve 1 yılı aşkın bir zaman görüşmedik ama döner dönmez Sapanca'da yaptığımız yılbaşı partisi ile kaldığımız yerden devam ettik. Çok şey paylaştık beraber.


Söylediklerin benim için çok değerliydi sevgili Cadı'cım. Seni seviyorum:)

7 Mayıs 2010 Cuma

sümükler uyuşturucuyu engeller mi anne?

Discovery'de Meksika-Amerika sınır polisinin yaşadıkları ile ilgili bir belgesele takıldı Derin bir arkadaşımıza gittiğimizde. Çok ilgisini çekti tabi.
Bir bölümünü beraber izledik. Polisler arabaya inanılmaz ustaca saklanmış 1.400.000 USD buldular. Derin bunu duyunca;

- Bunların aptallığına da inanamıyorum yani. Neden cüzdanlarına koymayıp arabaya saklamışlar ki?
- Para yasal olmadığı için öyle sokmaya çalışıyorlar Derin'cim?
- Nasıl yani?
- Yasal olmayan işlerden para kazanıyorlar. Bu sınırda en çok uyuşturucu ticareti yapılıyor?
-!!!!

- uyuşturucu ne biliyor musun?
- biliyorum diyip kafa sallıyor ve aynı anda avucunun içini gösterip böyle içlerine çekiyorlar diye tarif ediyor.

- Ne yaptığını biliyor musun peki uyuşturucunun?

-yok.


anlatıyorum onun anlayacağı dilde, vücuda nasıl zarar verdiğini, arkadaşların genelde alıştırdığını hatta oku önlerinde artık satıldığını, farklı türleri olduğunu vs.

- Peki bir şey sorucam. Burnumuzda sümük varsa o uyuşturucuyu engeller di mi anne?




- :) Ne diyim. Çocuk sürekli sümüklü olunca uyuşturucudan kurtulacağını düşünüyor:))

sınıfca ne yapılır?

özgürce uçtuk...



sohbet ettik....

yattık, yuvarlandık...

yakaladığımız anneleri yere yatırıp biraz öptük, biraz yaladık...


keyifle dondurma yedik..




diğerlerinin ne yaptığını inceledik...


yemek yedik...


güldük, eğlendik...


Tekrarını en kısa zamanda yapalım dedik.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Tüm dileklerinizin gerçek olması dileğiyle Hıdrellez'iniz kutlu olsun!

Bir arkadaşımdan geldi bu dua. Çok hoşuma gitti paylaşmak istedim. Bu arada, Derin'e ilk 5 yaşlarındayken anlatmıştım Hıdrellez'i,

evde tencerede mum yakıp üzerinden atlamıştık. Kafasında neler kurdu bilmiyorum ama, bahçe içindeki ağaç evini kendi elleriyle kağıda çizip bana verdi gül dalına asmam için. Bir sonraki yıl ne çizdiğini bilmiyorum, kişiliğine duyduğum saygı ile bakmayıp, gömmüştüm camın önündeki saksının toprağına. Gerçi hala bekliyoruz o dileklerin olmasını ama seviyorum ben bu eski usulleri. Umut süper bir şey. Umudunuzu kaybetmeyin, hıdrelleziniz hayırlı olsun:)

3 Sulukuleli kadinin Hıdrellez duası:

Sevdiğim kim varsa, kendim de dahil, sevebileceğim herkes de dahil... Sağlığı iyi olsun. Kalbi ritmini çalsın.Yanakları kiraz pembesi, dudakları bal olsun. Teni sıcak kalsın, enerjisi dışına taşsın. Ciğerlerinden nefes, midesinden gurultu, bacaklarından güç eksik olmasın. Kanı bol olsun, damarlarında dönüp dönüp dolaşsın. Sevdikleriyle birarada olsun. Kolu kollarına değsin, gözü gözlerinin içine baksın. Lafları birbiriyle başlasın. Nesi varsa, bölüşücek biri olsun; nesi yoksa, bulup getiricek biri olsun.

Bu birileri az ama öz olsun. Bazıları dünyada tek olsun. Sevgisinin tamamını harcasın. Harcasın ki, ona büyük bir miras kalsın. Sevmekten bıkıp usanmayacağı biri olsun. Onun yeri ayrı olsun. Onu soysun, başucuna koysun ama yalan uydurmasın. O herşeyine, her haline tek tanık olsun. Bir hareketiyle güldüren, bir hareketiyle ağlatan olsun. Duyguların hepsi onda olsun. Kalbi buna teslim olsun. Bütün şarkılar onu anlatsın. Aşık olsun, sırılsıklam olsun. Kurumasın. Yapmaktan bıkıp usanmayacağı bir işi olsun. Başarının gerçek adının bu olduğunu unutmasın. İbadet eder gibi, bu keşfini hergün yeniden kutlar gibi, onu yapıp dursun. Yaptıkça daha iyi yaptığını görsün. Daha iyi yaptıkça bunu başkaları da görsün. O başkalarının bunu gördüğünü, dış gözüyle görsün, iç gözüyle işine baksın. Neşesi bol olsun. Kendini mutlu etsin, durduk yere neşelenmek nedir bilsin. İçinde birşey durup durup zıplasın. Duydukları, gördükleri onu gıdıklasın, kahkaha attırsın. Gürültü çıkarsın. Saçma şeyler söylesin. Çocuklukta en şımardığı ana, sık sık gidip gelsin. Nereye gidip geldiği bilinmesin. Değiştirmek istedikleri değişsin. İçte ve dışta, iyi günde ve kötü günde tadilat yapsın. Eskilerini atsın, ruhunu havalandırsın. Kapıda hep kamyonu dursun. Dilediği yere taşınsın. Kendinden taşınmak isterse, içindeki güç, dışındaki sevgi ona yardımcı olsun. Bileği, bütün alışkanlıklarıyla, bağımlılıklarıyla güreşsin. Birşey ona sürpriz olsun. Günlerinden birgünü, bir pakete sarılı olsun. Açılınca, içinden hiç beklemediği güzel bir haber çıksın. Bu gün üçyüzaltmışbeş'ten herhangi biri olsun. Öylesine bir pazartesi, arkaya kavuşturduğu ellerinde, unutulmaz bir salı saklasın. Öyle tahmini mümkün olmayan birşey olsun ki bu, hayatın zekasını anlatsın. Bir hayali gerçek olsun. Bir hayale gözünü yumsun. Peşinden koşup, onu sobelesin. Hayalini kendinden saklamasın. Bir çizgi filmde olduğunu, herşeyin mümkün olduğunu unutmasın. Bu duayı okusun. Kendi sesiyle duysun. Duası gerçek olsun.