10 Haziran 2009 Çarşamba

tarz meselesi...






















Dün akşam arabada eve dönüyoruz. Akşam saat 19.30. "Off anne yaa uykum geldi"diyen sevgili Derin'e "ee! uyu şekerim, uykun geldiyse" diye cevap verdim.
Kendini "rüzgarın oğlu" olarak tanımlayan karakter oğlum "Ama bu saatte uyumak benim tarzıma aykırı anne" diye cevapladı beni. Neymiş senin tarzın diye sormadan edemedim. "Benim tarzım hoplayıp, zıplayıp, koşmak" diye de ekledi.
Zaten bebekliğinden belliydi tarzı. Hani tüm bebekler hadi ilk başta 40 gün gazı var vs çok rahat uyumaz ama, 40'ı çıkınca 2-3 saat uyur ya, Derin gün içinde 1 saat uyumaya başladığında neredeyse 1 yaşındaydı. Ondan önce 15dk'lık kestirmeler ile yaşayıp, hayatı kaçırmak istemez bir hali vardı. Hatta klasik kangurular vardır, koyarsınız çocuk etrafına bakınır filan, Derin'in elleri ve ayakları aynı anda oynardı kangurunun içinde. Sürekli bir uçma modu!
Hala aynı enerji ile devam ediyor. Beste ne güzel tanımlamış kendisini: "cambaz, hokkabaz, deli dolu".
Anlayacağınız tarzını belirlemiş beyfendi, zaten surattan da sürekli bir muzurluk akıyor!
Ne diyeyim enerjin daim olsun cücecim.




1 yorum:

nuriye dedi ki...

Derin'in bebekligini hatirliyorum. Ajansta ilk calismaya basladigim zamanlardi, haftasonu calismamiz gerekiyordu ve sen de Derin'le birlikte gelmistin, ilk o zaman gormustum ve bir bebek nasil bu kadar guleryuzlu, enerji dolu gorunuyor anlayamamistim. Derin hala ayni guleryuzlulugunu ve enerjisini koruyor, nese saciyor etrafina. Degismemek ne guzel. Ortak arkadasimiz olan ve seni cok eskilerden taniyan Bekir'le muhabbetlerimizden Derin'in sana fazlasiyla cekmis oldugu sonucuna varmistim. Ayni enerji, ayni guleryuzlu iyilik melegi...

Hic degismemeniz dilegiyle:)